2020 yılında vizyona girmiş olan The Wonderful: Stories from the Space Station isimli dublajlı ve 4k yapım, bir Amerikan belgesel filmidir. Filmin yönetmenliği Clare Lewins tarafından yapılmıştır. Filmde seyirci karşısında yerini alan astronotların tamamı gerçek hayatta da uzaya çıkmayı başarmış olan astronotlardan oluşmaktadır. Seyirciyle bir araya gelen astronotlar, Uluslararası Uzay İstasyonunda yaşadıklarını iyisiyle kötüsüyle anlatır.
Uluslararası Uzay İstasyonu yirmi yıldan daha fazla bir süredir faaliyettedir. Bu sürenin ilk on yılında istasyonun kurulum aşaması gerçekleştirilmiş ve sonraki on yılında istasyon araştırma faaliyetlerine başlamıştır. Bununla birlikte bir araştırma laboratuvarından daha çok astronotlar için deneyim kazanmalarını sağlayan bir enstitü haline gelmiştir. Bu durum da ister istemez genel toplum tarafından istasyonun ne işe yaradığı, yapılan deneylerin içeriğinin ne olduğu, istasyonun nasıl kendi kendini sürdürebildiği, maliyetinin ne olduğu, nasıl faaliyetlerinin ara verilmeden sürdürebildiği ve son zamanlarda da istasyona dair gelecekteki planların ne olduğuna yönelik sorular sorulmaya başlanmıştır.
Bu sorulardan ziyade istasyon içinde yaşamış ve çalışmış olan insanların varlığı ise çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Bu insanlardan kimilerinin neredeyse bir yıl boyunca istasyonda yaşamış oldukları da değerlendirildiğinde insanlık için nasıl bir tecrübe havuzunun oluştuğu rahat bir şekilde görülebilmektedir. Dolayısıyla belgeselin odak noktasını bu insanlar oluşturmaktadır. Odak noktasında bulunan bu astronotlar, istasyona gelmeden önce aldıkları eğitimden tutup, istasyona yolculuklarını ve istasyonda geçirdikleri zaman içinde elde ettikleri tecrübeleri iyisiyle kötüsüyle anlatır. Uzaya gitmek her ne kadar neredeyse hepimiz için büyüleyici olsa ve hepimiz gitmek istiyor olsak da kötü tecrübelerin de elbette olacağını unutmamak gerekir. Ama bu durumda ne kadar üzücü olaylar yaşansa da bu olayların uzayda yaşanıyor olması kadar müthiş bir tecrübe daha olamaz.
Öte yandan filmde sadece Amerikan astronotlarla değil, Rus, Avrupalı ve Japon yıldız yolcularıyla da konuşmalar yapılıyor olması hangi ülkeden gelirse gelsin insanın aslında aynı olduğunu tekrar gözler önüne seriyor. Konuşmacılar dinlendiğinde hepsinin ortak söyleminin uzay istasyonunda geçirilen üç ayın hayatlarında başka bir tecrübe ile karşılaştırılamayacak kadar iyi bir şey olduğu ve hepsinin tekrar gitmeye her zaman hazır oldukları duyulabiliyor. İnsanlığın bu kahramanlara olan borcu küçümsenemez.
