İlk olarak 11 Kasım 2022 tarihinde sinemaseverlerle buluşan ve son zamanlarda popüler olan bir konuyu ele alan Capturing the Killer Nurse, Charles Cullen veya “Ölüm Meleği” olarak bilinen bir hemşirenin bugüne dek yaptığı kan dondurucu şeyleri izleyicilere en ince ayrıntısıyla anlatmayı başarıyor. İçerisinde birçok arşiv görüntüsünün ve olayın merkezindeki insanların bulunduğu bu filmde, masum bir hemşire olarak gözüken ancak aslında hastalarını kimsenin ruhu bile duymadan öldüren Charles Cullen’in yaptığı kan dondurucu işler sinemaseverlere aktarılırken; aynı zamanda Charles’in hastanedeki en yakın arkadaşı ve yakalanmasındaki en büyük pay sahibi olan Amy Loughren’in de başından geçen olaylar sinemaseverlere aktarılıyor. Siz değerli ziyaretçilerimizin karşısında belgesel ve suç türlerinde çıkan yapım, hem sinemaseverlere olayı en ince ayrıntısına kadar anlatırken; hem de deyimi yerindeyse bizlerin kanını dondurmayı başarıyor. Yönetmenliğini Tim Travers Hawkins’in yaptığı filmin senaristliğini ise Tim Travers Hawkins ve Robin Ockleford ikilisi üstleniyor. IMDB’den de 6.5 gibi gayet başarılı bir puan alan 4k filmin oyuncu kadrosunda ise Amy Loughren ve Charles Cullen ikilisi bulunuyor.
Son zamanlarda içerisinde yatan hastaların birer birer ölmesi nedeniyle Amerika’ın küçük bir kasabasında bulunan bir hastanede, son derece gizemli olaylar meydana gelmeye başlamıştır. Çünkü bu hastalar, her ne kadar hasta olsalar da; ölmeleri beklenmeyen ve yaşayacağı düşünülen hastalardır. Fakat her geçen gün bu ölümlerin artmasıyla birlikte kasabanın polisleri yaşanan olaylardan şüphelenmeye başlamıştır.
Bunun ardından bu soruşturmaya atanan iki dedektif, her ne kadar ölümleri en ince ayrıntısına kadar araştırmış olsa da; herhangi bir kanıt bulamamıştır. Ta ki aynı hastanede bir hemşire olan Amy Loughren ile tanışana dek. Hastanedeki en yakın arkadaşı, en azından arkadaşı zannettiği Charles Kullen’in aslında kendisine gerçek yüzünü göstermediğinden şüphelenmeye başlayan Amy; bir gün şüphelerinde haklı olduğunu fark ettiğinde, daha sonrasında “Ölüm Meleği” olarak tanınacak olan Charles Cullen’in yakalanmasında büyük rol oynayacaktır.
