Dune’un ana karakteri Paul Atreides, Chani ve Fremenlerle ittifak kurduktan sonra ailesini yok eden komploculardan intikam almak istiyor. Paul’un bu karanlık ve karmaşık dünyada seyahat ederken çatışmalarla ve zorluklarla karşılaşması kaçınılmazdır. Ancak onu hayatta tutan şey intikam tutkusu ve adalete olan inancıdır. Chani’nin Fremenlerle bağlantısı ona hayatta kalma ve savaşma gücü veriyor. Bu birlik aynı zamanda Pavlus’un karakterinin farklı yönlerini de ortaya koymaktadır. Ailesinin yok edilmesinin yarattığı acı ve öfke, liderlik ruhunu ortaya çıkarır ve halkını kurtarmak için harekete geçer. Komplocuların şeytani planları Paul’ün ailesine inanılmaz acı yaşattı ama bunlar Paul’u şekillendirdi. Bu trajedi onun gücünü ve kararlılığını sınar ama aynı zamanda şaşırtıcı bir içsel dönüşüme de yol açar. İşte bu yüzden Paul Atreides bir kahramandan daha fazlasıdır. Devrimci ve lider olur. Film, adalet arayışını etkili bir şekilde izleyiciye aktarırken, aynı zamanda karakterlerin içsel ve dışsal dönüşüm hikâyesini de başarılı bir şekilde anlatıyor. Paul Atreides’in hikayesi, bir ailenin yok edilmesinden intikam alevleriyle yükselen bir liderliğin hikayesine dönüşüyor. Ve bu hikaye bir bilim kurgu filminden çok daha fazlası; izleyicilere derinlemesine düşündüren bir deneyim sunuyor. Çünkü bu film, hayatın zorluklarıyla yüzleşirken güç ve dayanıklılık gösteren karakterlerin etrafında dönen hikayeyi yansıtma konusunda iyi bir iş çıkarıyor.