Yalnızlığın derin karanlığında, kalbi kırık bir genç adam, kendisini iki kayıp ruhla birlikte bir apartmanda mahsur kalmış halde bulur. Duygu labirentinde kaybolmuş gibiydi. Gözleri geçmişte yaşadıkları acıların izlerini taşıyordu. Ev hüzünlü anılarla doluydu ve duvarlardan gelen fısıltılar bana geçmişi hatırlatıyordu. Günler geçtikçe soğuk duvarlar arasında tuhaf bir dostluk kurmuşlar ve yeni bir birlik oluşturmuşlardı. Kırık kalpler yaralarını birbirlerine açma cesaretini bulurken, kelimelerin yerini sessizlik aldı. Hüzünlü anlarda bile paylaştıkları anlar onları birbirine yaklaştırdı. Belki acı bir nevi rahatlıktı.