Wade, Kayla’ya evlenme teklif etmeyi hayal etmişti ama onun ani kararı karşısında şaşırdı. Duygularını bastırmaya çalıştı ama bu durum ruhunu derinden yaraladı. Ailesinin çiftliğinde vakit geçirmek Wade’in büyümesine fırsat sağladı. Doğanın güzelliğinde kaybolmuş, gönül acısını Tanrı’nın huzuruna dökerek huzuru bulmaya çalışmış. Her gün bahçesindeki çiçekleri sulayan Kayla’nın yüzünü hayal etmeden duramıyordu. Gülümsemesi bana tüm hayal kırıklıklarımı unutturdu. Wade Tanrı’ya güvenmeyi öğrendikçe aşkın romantik bir andan çok daha fazlası olduğunu, bir bağlılık olduğunu fark eder.