Valerie ve flörtü evlenme kararı alır. Aldıkları bu sevinç dolu kararı kısa süre içerisinde aileleri ile de paylaşırlar. Sonunda büyük gün gelir ve hayatlarını birleştirirler. Şimdi bu mutlu günü kutlayıp birkaç gün birlikte vakit geçirebilmek için balayına gitme vaktidir. Balayı için karar verdikleri yer ise İngiltere’nin, Londra şehridir. Çift heyecanlı bir şekilde yola çıkmaya koyulur. Balayı yolunun da aynı mutluluk ve huzurla geçmesini bekleyen çifti ne yazık ki nelerin beklediğinden habersizlerdir. İkiliyi balayı yolunda bir seri katil alıkoyar ve ikisini de acımadan ve vahşi şekilde öldürür. Psikopat bir katile kurban giden çiftin aileleri haberi alır ve hayatlarının en büyük yıkımına uğrarlar. Valerie’nin babası Jacob adında bir dedektiftir. Bu yüzden baba Jacob, bu işin peşini bırakmamaya çoktan karar vermiştir bile.
Jacob’un ayrı olduğu eşi ve aynı zamanda Valeria’nın annesi bu işin peşini bırakmamasını konusunda baba ile ayrı fikirde olsa da Jacob’u durmaya ikna edemez. Jacob öncelikle kızının ve damadının cesetlerini otopsi ettirerek işe başlar. Otopsi sonrasında gördüğü manzara ve anladığı şeyler akıl alır gibi değildir. Gördüklerinden sonra baba Jacob bu konuya daha da takıntılı hale gelir. Bu katliam, düşünüldüğünden daha karmaşık ve esrarengiz bir cinayettir.
Jacob yürüttüğü araştırmalar sonucunda bu katliama benzer bir olayın da Madrid’de yaşandığı haberini alır. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden atlayıp Madrid’e gider. Burada çok güvendiği yakın bir dostu da bulunmaktadır ve hemen ondan konu hakkında yardım ister. Burada fark ettiği bir şey vardır ki bu seri katil öldürdüğü herkese öldürmeden önce çeşitli pozlar verdirtmiştir. Tuhaf bir kart postalı bir gün Dessie adında bir muhabire gönderen seri katil bunun Jacob için bir ipucu olacağının farkında değildir. Jacob’un fark ettiği kadarıyla bu psikopat seri katil öldürdüğü kurbanlarını dünyaca ünlü sanat eserlerini canlandıracak türde pozlara sokarak fotoğraflarını çekmektedir. Daha sonrasında ise bu seri katilin aslında bir değil iki kişi oldukları sonucuna ulaşır. Peki baba Jacob kızının ve damadının vahşice katledilmesine sebep olan bu psikopat katilleri bir gün ele geçirebilecek midir? Yoksa aslında tüm deliller gözünün önünde olduğu halde Jacob bunları fark etmeyecek ve bu dava böyle kapanıp gidecek midir?
İngiltere ve ABD ortak yapımı olan The Postcard Killings filminin yönetmenliğini Danis Tanovic yapmış, senaryosunu ise Liza Marklund, James Patterson ve Andrew Stern birlikte hazırlamıştır. İngilizce, İsveççe, Rusça, Almanca ve Fransızca gibi birçok farklı dile tercüme edilip yayınlanan 4k filmin gösterimi ise ilk olarak 13 Mart 2020 tarihinde yapılmıştır.