Brett ve Jake, loş bir meyhanede buluşur; burada bir şirket anlaşması onları geçmişlerinin hayalet gölgelerinden sığınmaya zorlar. Geçmişlerinin ağırlığı bir anlığına unutulur ve belirsiz bir geleceğin endişelerini bir kenara bırakmaya karar verirler. Gecenin kadifesi gibi kollarını örerek hayatın, aşkın ve trajedinin duygusal bir dans macerasına atılıyorlar. Brett ve Jake, barın kutsal odasında, sürekli akan zamanın akışını durduruyormuş gibi görünen, ortak itiraflardan ve söylenmemiş anlaşmalardan oluşan bir doku örüyorlar. Bardakların tıngırdaması, benzer düşüncelere sahip ruhların değişen fısıltılarıyla uyum içinde bir senfoniye dönüşüyor. Her yudum viski, unutulmuş bir diyara açılan bir kapı görevi görür.