Kariyeri tehlikede olan mühendis, Alaska’nın geniş bir bölgesine bir göreve gönderilir. Buradaki zorluk, yıldırım enerjisinden yenilenebilir bir kaynak olarak yararlanmayı öneren eksantrik bir bilim insanının teorisini değerlendirmektir. Etrafı buzla kaplı bir laboratuvarda araştırma yaparken yıldırım çarpmaları beklenmedik bir şekilde artar ve atmosferde meydana gelen tuhaf değişiklikleri fark ederler. Bilim insanının bu deneylere olan tutkusu ve inancı, doğanın sınırlarını aşan bir takıntıya dönüştü. Laboratuvar her yıldırım düşmesiyle sarsıldıkça, bu çalışmaların yalnızca bilimsel değil etik sonuçları da sorgulanmaya başlıyor.