Bir sanatçı, Varanasi’nin Manikarnika Ghat’ında ölülerin son anlarını fotoğraflayarak yaşamla ölüm arasında bir yolculuğa çıkıyor. Her fotoğrafta ölümün sessizliğini, hayatın kırılganlığını yakalıyor. Bir gün ölümünün de bu döngüye dahil olacağını fark etti. Bu farkındalık ona derin bir huzur verir. Kamerayı oğluna emanet ederek vedalaşıyor. Oğlu, babasının ölüm anını eski bir kamerayla ölümsüzleştiriyor. Böylece baba ve oğul yaşamla ölüm arasında güçlü bir bağ kurarlar. Fotoğrafçı nihayet huzuru bulur ve oğluna sonsuza dek veda eder. Manikanika Ghat bu dokunaklı hikayenin sessiz tanığı olarak duruyor.