Gökyüzünü bir kar fırtınası kaplayınca Aubrey’nin uçağı küçük kasabanın havaalanına inmek zorunda kalır. Onun için bu plansız duraklama, saatlerce beklemek anlamına gelecekti. Ancak dışarıdaki buz gibi soğuk, içeride çok daha tehlikeli ve sıcak bir çatışmanın yolunu açıyor. Yolcular havaalanında geceyi geçirmeye hazırlanırken Aubrey bir şeylerin ters gittiğini hissetmeye başlar. Küçük ayrıntılar, gizemli fısıltılar, endişeli bakışlar ve çalışanların alışılmadık derecede gergin ruh hali ona dikkatli olması gerektiğini hatırlatıyor. Daha sonra yanlışlıkla havaalanının bir köşesinde şiddetli bir olaya tanık olur.