Alma, ailesinin Hint mirasının tanınması için eve döndüğünde onu bekleyen şey beklediği gibi değildi. Ailesinin mülkü üzerine inşa edilmiş dünyaca ünlü Palyaço Oteli’ni buldu. Yıllar önce terk ettiği şehrin sınırlarına girdiğinde buruk bir heyecan duydu. Onu çevreleyen olaylar beklediğinden tamamen farklıydı. Otel, Kızılderili geleneklerini gölgede bırakan devasa bir yapıydı. Alma’nın ailesinin bu ülkede derin kökleri vardı. Burası muhtemelen atalarının izlerinin kaldığı kutsal bir yerdi. Ancak bulduğu bu palyaçoya benzeyen bina geçmişlerinin bir simgesi değildi ve onu tedirgin ediyordu.