Tad, arkeolojiye olan ilgisini çocukluğundan beri koruyan birisiydi. Onun en büyük hayali, meslektaşları arasında kabul görmekti. Ancak, sürekli olarak kaza yapması, bu hayalini gerçekleştirmesine engel oluyordu. Bir gün, iş başındayken yanlışlıkla nadir bulunan bir lahiti tahrip etti. Lahitin tahrip olması, Tad’in içindeki korkularını daha da arttırdı. Tad, bu durumun sorumlusu olduğu için büyük bir pişmanlık içindeydi. O andan itibaren, her şeyi düzeltmek için elinden geleni yapmaya karar verdi. Ancak, bu deneyim ona çok büyük bir ders vermişti. Artık daha dikkatli olacak ve mesleğinde başarılı olmak için gereken tüm özeni gösterecekti.